Bursa 2 Şubesi

28 şubat kafası ile bilim üretilemez. Üniversitelerin olumlu değişim süreçlerine lokomotif olacağız

Eğitim Bir Sen Bursa 2 No’lu Şubesi  şubat ayı il divan toplantısını geniş bir katılımla Özel Bursa Büyük kolejinin ev sahipliğinde   gerçekleştirdi. Öğle yemeği programının ardından programa geçildi.

Şubemizin sevilen şairi Ömer Micingirt  “Afrin “ konulu şiirini  katılımcılara takdim etti. 

Şube yönetiminin daveti üzerine katılım sağlayan İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Sağlam “Eğitime Farklı bir Bakış ” başlıklı bir seminer gerçekleştirdi.

Prof. Dr. İsmail Sağlam konuşmalarında;  “ Eğitimin tarihsel sürecinden bahsetti. Günümüz eğitimi seküler ve materyalist bir kıskaca girmiştir. Her şeyden önce  öğretmen eğitiminde bir reforma ihtiyacımız var.  Öğrenme  öğretme , kültür ve medeniyet  arasında müspet bir ilişki kurulması gereklidir. Bu geçiş olmadığı takdirde  talebenin hikmete erişemeyeceği ve kısır döngü içine hapsolacağını ifade etti.

Program  katılımcılar tarafından büyük bir zevkle takip edildi.

 

28 şubat kafası ile BİLİM ÜRETİLEMEZ…

Üniversitelerin olumlu değişim süreçlerine lokomotif olacağız.

Şube Başkanı Öğr. Grv. İlyas KAYA,

“Dün olduğu gibi, bugün de yarın da hainlere, teröristlere, iş birlikçilere, yerli tetikçilere fırsat vermeyecek, meydanları onlara teslim etmeyecek, alanlarda hadlerini bildireceğiz. İhaneti, hainleri unutmayacağız, unutturmayacağız.

28 şubat hain darbesini   unutmayacağız unutturmayacağız. Bağımsızlığımızı ve birliğimizi hedef alanlara hadlerini bildireceğiz. Emperyalizmin medeniyet coğrafyamızda kurduğu sömürü çarkını, bizi ve değerlerimizi toza dönüştürme tezgâhını yerle bir etmenin mücadelesindeyiz.

Ülkemizin bağımsızlığını, egemenliğini, milletimizin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini hedef alan hainlere, onların ipini elinde tutan emperyal güçlere karşı koymak, oyunlarını bozmak için tetikte olmaya devam edeceğiz. Dün olduğu gibi, bugün de yarın da hainlere, teröristlere, iş birlikçilere, yerli tetikçilere fırsat vermeyecek, meydanları onlara teslim etmeyecek, alanlarda hadlerini bildireceğiz. İhaneti, hainleri unutmayacağız, unutturmayacağız. Bu konudaki hassasiyetinden dolayı teşkilat mensuplarımızı ve üyelerimizi canı gönülden kutluyorum.

Korkmuyoruz, çünkü millet olarak biriz.

Korkmuyoruz, çünkü ümmet olarak ortak iradenin zirvesindeyiz.

 Korkmuyoruz, aksine birliğimizle, dirliğimizle, fikrimizle, hedeflerimizle, emeğimizle, inanmışlığımızla ve adanmışlığımızla korkutuyoruz.

Tarihin bizi çağırdığı yere, tarihin kader olarak şekilleneceği cepheye doğru yürüyoruz. Dünyanın değişimine, düzenin insan merkezli olarak dönüşümüne katkıda bulunan, paydaş olan, fikirleriyle destek, eylemleriyle umut olan Eğitim-Bir-Sen olarak Türkiye’nin ve de özellikle üniversitelerin değişim süreçlerine kör, yenilenme ve yeni bir düzen inşa etme iradesine sağır olmayacağız.” şeklinde konuştu.

YÖK’ün paket diye sunduğu;  12 eylül dayatmasının devamıdır;

YÖ’ün  üniversite  reformu olarak meclise sunduğu taslakta  bilim üretecek bir  çözüm göremiyoruz.  Yrd. Doç. İsmi değişince bilime ne katkısı oluyor diyen Şube Başkanı Öğr. Görv. İlyas  Kaya “ Bu türbine oynamaktır. Palyatif bir çözümdür.  Doçentlik için yeni getirilen sistem  zaten çok fazla olan Rektör saltanatını daha da artıracaktır. ” dedi.

 

Yeniden köklerimizle buluşuyoruz…

Bize ait olunmayan bir tahayyül dünyası üzerine bir tasavvur oluşturulamayacağına dikkat çekerek, bu anlayıştan uzaklaşıldığını dile getiren Kaya,  “Çok şükür yeniden köklerimizle buluşuyoruz. Yeniden bu medeniyete ait olanlarla hemhal olmaya çalışıyoruz. Bunları söylerken de dünyadan kopmadan, fikirde, sanatta, edebiyatta, teknolojide ve siyasette dünyadaki gelişmeleri ıskalamadan  kendimiz olmayı yeniden başarmaya çalışıyoruz. Aslında öze dönüşümüzü, aslımıza dönüşümüzü, köklerimize dönüşümüzü savunmaya gayret ediyoruz. Biliyoruz ki, millî kültürel bağımsızlığımız olmadan bizim ekonomik olarak da başarılı olmamız, bağımsız olmamız mümkün değildir. Teşkilata  emeği geçen  ter akıtan bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.

Umut ediyoruz  ki ;

Türkiye’nin üniversiteleri marka değeri yüksek bilim merkezleri  olacak ve dünyada adından söz ettirecektir.” şeklinde sözlerini tamamladı.